İlyastepe eşi benzeri olmayan bir bahçe. Nişanyan Köşkünün hemen sırtında, ama Şirince'ye değil arkadaki saklı vadiye bakıyor. İnsanın tüylerini ürperten güzellikte bir manzarası var. İçinden dağlar dereler geçiyor. 2005'te aldığımızda seksen tane yaşlı incir ağacıyla bir miktar bakımsız zeytin vardı. Bir de heybetli kestane. Beşyüze yakın karışık meyve ağacı, üç dört dönüm kadar da lavanta diktik. Şimdi yılın hangi ayında dolaşsanız (şubat-mart hariç) dallarda koparacak bir şeyler bulunuyor.
Bağ evlerini tamamen geleneksel malzeme ile yaptık. Kalın taş duvarlı, kerpiç harç kullandık.. Belki daha olgunlaştık. Modern dünyaya ait her şeyden uzak durmaya gayret ettik. Modern araç gereçten yararlanmadan da insanlara maddi - VE ruhsal - konfor sunabiliriz diye düşündük. Çağdaş dünyayı iyi kötü görmüş insan gerçek anlamda sadeliği tekrar yakalayabilir mi? Zor tabii, ama denedik. (Ama elektriksiz ve internetsiz edemedik, o ayrı)
Bağ evleri ana binmız Köşke 100 metrelik mesafede. Zaman içersinde 8 tane oldu. Biri dört kişilik, diğerleri 2 kişilik. Çoğunda şömine var. Bin yıllık bir Akdeniz köyü gibi, ufak bir meydancığın etrafında kümelendiler. Kahvaltı köy meydanındaki terasta veriliyor. Ortak mutfağı konuklar dilerse kullanabiliyor.
Üç sene önce iki katlı konforlu, kendi mutfağı olan bir de taş ev ekledik.
Yüzme havuzu da orada. Eski Roma havuzları gibi beyaz mermerden yapıldı. Suyu dağın tepesindeki kendi kaynağımızdan geliyor. Sabahları buz gibi, ama akşama doğru ılınıyor.